ÇOCUK GASTROENTEROLOJİSİ & SIK SORULAN SORULAR

Kabızlığın tanımını yapmak zordur ve kişiden kişiye anlamı farklıdır. En basit olarak kaka yapmada zorluk ya da gecikme olarak tanımlanabilir. Kakanın özelliğine ve kaka yapma sıklığına göre en az iki haftadır çoğu kakanın çakıl taşına banzer sertlikte olması, en az iki haftadır haftada iki veya daha az sayıda sert kaka yapma şeklinde tanımlanabilir.

Kabızlık nedeni ile başvuran çocukların çok büyük bir kısmında altta yatan herhangi bir hastalık bulunmaz, bunlar fonksiyonel kabızlık olarak adlandırılır. Geri kalan çok az bir kısmında hipotiroidi, elektrolit bozuklukları, nörolojik problemler, bağırsak tıkanıklıkları gibi hastalıklar olabilmektedir; bu nedenle oluşan kabızlıklara organik kabızlık denir. Bu nedenle kabızlık varsa bunun ayrımı için mutlaka doktora gidilmelidir.

Altta yatan sebep bulunursa o doğrultuda tedavi gerçekleştirilmelidir. Başka bir neden bulunamayan fonksiyonel kabızlıkla başa çıkabilmek için ise 3 hedefe ulaşmak gerekir: 1-Kakanın yumuşak kalmasını sağlamak 2-Kaka yaparken ağrının önüne geçmek 3-Bir bağırsak düzeni oluşturmak (tuvalet terbiyesi)

Akut karın ağrısı, ani başlangıçlı, üç günden kısa süren, acil tıbbi değerlendirme gerektirecek kadar şiddetli karın ağrısı olarak tanımlanır. Kronik karın ağrısı ise "3 aylık sürede en az 3 kez olan ve çocuğun günlük aktivitelerini etkileyebilecek ciddiyette görülen karın ağrısı atağı" olarak tanımlanır. Ağrının nedenine göre de karın ağrıları fonksiyonel ve organik karın ağrısı olarak iki ana gruba ayrılır. Eğer karın ağrısının bir nedeni saptanmıyorsa fonksiyonel, yapılan tetkikler sonucunda bir neden tanımlanıyorsa organik karın ağrısı adını alır.

•Eğer karın ağrısı 12-24 saatte geçmiyorsa veya sık sık tekrarlıyorsa •Karın ağrısı, göbek çevresi dışında başka bir bölgedeyse (Özellikle karnın sağ alt tarafında olan karın ağrılarında apandisit olasılığını göz ardı etmemek gerekir !) •Çocuğun genel durumu kötü görünüyorsa (Anne baba kendi hislerine güvenip hareket etmeliler, kimse çocuğunuzu sizin kadar iyi tanıyamaz) •Uzamış kusma varsa (12-24 saati geçen kusmalar) •Sarı- yeşil, safralı kusmalar varsa •Kanlı kusma varsa •Kanlı ishal varsa •İdrar yapmada ağrı, sık idrara çıkma varsa çocuk doktoruna başvurmalısınız

Doktor çocuğu ayrıntılı bir muayeneden geçirir. Bazen muayene bulguları ve sizin verdiğiniz bilgiler tanıya ulaşmada yeterli olur. Bazen de karın filmi, ultrason, gaita incelemesi, idrar testi, bazı kan testlerinin görülmesi gerekebilir. Eğer ilk muayenede karın bulguları belirgin değilse, doktor çocuğu takibe alıp birkaç saat içinde muayenesini tekrarlamak isteyebilir. Testlerde (kan, idrar, ultrason gibi) herhangi bir neden saptanamayan, üç ayı geçen kronik karın ağrıları durumunda, ani başlayan, şiddetli, tetkiklerinde neden saptanamayan ve cerrahi hastalık ekarte edilen hastalarda mutlaka bir çocuk gastroenteroloji uzmanı tarafında hasta görülüp endoskopi yapılmalı ve sonuca göre tedavi başlanmalıdır. Bazen apandisit gibi cerrahi bir nedenden şüphelenirse (muayene, kan ve ultrason tetkikleri sonucunda), hastayı bir çocuk cerrahının görmesi gerekir ve gereken durumlarda cerrahi tedavi uygulanır.

Bir hastanın gastrointestinal sistem rahatsızlıklarını araştırma amacıyla özel bir kamerayla karşımıza çıkan yönteme endoskopi denir. Endoskopi yemek borusu, mide ve ince bağırsağın ışıklı bir aletle incelenmesi, gerekirse biyopsi ve müdahalelerin yapılması için karşımıza çıkar. Çocuklar sıklıkla sindirim sorunları yaşadığından, endoskopi bu durumların teşhis ve tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir.

Tıpkı erişkinlerde olduğu gibi bebeklerde endoskopinin gerekli olduğu bazı durumlar vardır. Bu durumlar genel anlamda çocukların sahip olduğu olası sindirim sistemi hastalıklarından kaynaklanır. Peki, çocuklarda endoskopi neden gereklidir? İşte bebeklerde endoskopi işleminin gerekli görüldüğü durumlar:

Çocuklarda sık sık tekrarlanan ve geçmeyen karın ağrısı

Kusma ataklarının olması,

Çocuklarda yutma zorluğu yaşanması

Uzun süren ishal

Dışkıda koku, şekil ve renk değişimi

Karında şişlik oluşumu,

Sindirim sisteminden kaynaklanan kanamalar (ağızdan kanlı ya da kahve telvesi renginde kusma, kakanın zift gibi siyah olması, anüsten (makattan) kırmzı renkli kan gelmesi), Tüm bun maddeler çocuklarda ve bebeklerde farklı rahatsızlıkların habercisidir. Bu gibi durum ortaya çıktığında endoskopi işlemi ile kesin çözüm sağlanır.

Her yaş grubundaki çocuğa ve bebeklere endoskopi uygulaması gerçekleşir (0-18 yaş). Endoskopi için belirli bir yaş sınırlaması yoktur. Çocuklarda aslında endoskopinin veya kolonskopinin yaşı yoktur. Yeni doğandan itibaren her yaş bebeğe ve çocuğa endoskopi yapılabilir. Erişkinlerden farklı olan tek şey yapılma nedenleri, yani hastalıkların farklı olmasıdır. 15-30 dakika arasında seyreden bu işlem ile çocukların sahip olduğu sindirim sistemi hastalıklarının tanısı ve bazı durumlarda tedavisi gerçekleşir. Çocuklarda endoskopi için her yaş grubu ve bünyeye uygun bir endoskopi cihazı seçimi ve sedasyon işlemi önemlidir. Tanı sonrası tedavi sürecine başlanır.

Evet, çocuklarda endoskopik cihazlar yetişkinlerde kullanılanlardan farklıdır. Çocukların anatomik yapısı yetişkinlerden farklı olduğu için, endoskopik cihazlar çocukların küçük vücutlarına uyacak şekilde özel olarak tasarlanmıştır. Çocuklarda kullanılan endoskopik cihazlar, daha küçük çaplı ve daha kısa uzunluğa sahip olabilir. Ayrıca, çocuklar genellikle sedasyon veya anestezi altında olacaklarından, endoskopik işlemin daha kısa sürmesini sağlamak için çocuklarda kullanılan cihazlar daha hızlı bir şekilde ilerleyebilir. Bazı durumlarda, özellikle çok küçük bebeklerde, endoskopik cihazlar daha ince olabilir ve daha esnek malzemelerden yapılmış olabilir. Bu, daha kolay bir geçiş sağlar ve çocuğun daha az rahatsız olmasını sağlar

Endoskopi işlemi çocuğun yaşına ve kilosuna göre farklılık gösteren özel ilaçlarla uyutularak (sedasyon işlemi) yapıldığı için hasta işlem sırasında herhangi bir şey hissetmez, ağrı duymaz. Bu nedenle hastaların bu işlemden korkmalarını gerektirecek bir durum söz konusu değildir. Eendoskop işlemi çocuklarda deneyimle çcuk gastroenteroloji uzmanları tarafından yapıldıüı sürece son derece güvenilir bir işlemdir.

Endoskopi işlemi uzman hekimlerin elinde kısa sürede ve kolaylıkla sonuçlanır. İşlem öncesinde endoskopiyi yapacak olan doktor çocukların kontörlünü sağlar ve olası durumları değerlendirir. İşlemden önce ve sonra dikkat edilmesi gereken bazı temel noktalar vardır. Bu noktalar şu şekildedir:

Doktorların belirttiği saatten itibaren çocuklara yiyecek verilmemelidir.

İşlem sonrası çocuklar sıvı almaya teşvik edilmelidir,

Bebekler endoskopi sonrası emzirilmali, eğer anne sütü almıyorsa da mama verilmelidir,

Endoskopinin yapıldığı gün çocukların çok hareket etmemesi dinlenmesi gerekir. Tüm bu aşamalardan sonrası çocuklar ve bebekler rahatça hareket edebilir.

Erişkinlerdeki gibi gibi bebekler ve çocuklarda da endoskopinin belirli bir zararı yoktur. Bunu yanında işlem sonrasında bazı yan etkilerin ortaya çıkması muhtemeldir. Bu yan etlikler genelde şu şekilde karşımız çıkar:

Boğazda ağrı hissi,

Bulantı ,kusma,

Karın ağrısı Bu yan etkiler hemen hemen hastaların hiçbirinde görülmez, yani herhangi bir problem olması olasılığı son derece düşüktür. Bu yan etkiler oluşsa bile kısa bir dinlenme ve beslenme ile düzelir.

Çocuklar da yetişkinler gibi gastrit, ülser gibi hastalıklara yakalanabilir. Özellikle okul çağı çocuklarında bu tür mide hastalıklarına sık rastlanmaktadır. Bu hastalıkların 7-8 yaşlarında başlamasının en önemli nedenlerinden biri okul çağındaki yanlış beslenmedir. Katkı maddeli yiyecek ve içecekler, fast food yiyecekler yiyen çocuklarda mide hastalıklarına davetiye çıkartılmaktadır.

Gastrit, mide mukozasının çeşitli etkenlere karşı oluşturduğu inflamatuar yanıttır (tahriş, mide duvarında yüzeyel hasar). Peptik ülser, asit pepsin salgısıyla karşılaşan özofagus, mide ve duodenumda muskularis mukozayı aşarak submukozaya kadar ilerleyen, doku kaybına neden olan derin mukozal lezyondur (yemek borusu, mide ve oniki parmak bağırsağında oluşan derin yara). Aslında temelde olan olay aynıdır. Her ikisi de midenin oluşan zarara göre gösterdiği (özellikle asit ve safra nedenli) enflamasyonu (tahrişi, mide duvarında yüzeyel hasarı)tarifler, ama midenin mukozasını (mide duvarının en üst kısmını) ilgilendiren kısmına "gastrit" daha derinlere inerse buna "ülser" diyoruz.

Karın ağrının üç aydan fazla sürmesine kronik karın ağrısı denir. Kronik karın ağrısı şikayetiyle gelen çocuklarda yapılan muayene ve tetkikler sonucunda ağrının nedeninin mide rahatsızlığı olup olmadığı saptanabilir. Çocuklarda en çok rastlanan mide rahatsızlığı gastrittir. Doğru beslenmemenin çok önemli bir faktör olduğu gastritte, stres, ailesel yatkınlık (ailede mide hastalığı olması), gçirilen kaza ve büyük ameliyatlar gibi ağır durumlar yanında hastalığı tetikleyen çok önemli diğer bir neden de “Helicobacter pylori” adlı bir bakteridir. Bu bakteri bulaşıcıdır ve hijyenin büyük rolü vardır. Dolayısıyla çocuğa ailesinden, arkadaşlarından, yediği gıdalardan bulaşabilir. O nedenle bir çocukta bu bakteri saptanırsa ailesinde de araştırma yapılması gerekir. Eğer anne ya da babada varsa onların da tedavisi yapılmalıdır ve korunmada en önemli faktör hijyen kurallarına uymak, düzenli el yıkamak gibi önlemlerin alınmasıdır. Eğer bunlar yapılmazsa, yapılan ilaç tedavisinin etkisi geçince hastalık tekrarlayacaktır. Çocuklardaki strese karşı hassasiyet de mide hastalıklarında rol oynar. Özellikle okula başladıktan sonra ders kaygısı taşıyan çocuklarda mide şikayetleri görülmekte hem stres hem de yanlış beslenme bir araya gelinde çocukta mide problemleri artmaktadır.

Çocuklarda mide rahatsızlıklarını araştırırken endoskopi kullanılabiliyor. Merkezimizde çocuklara çok rahat koşullar altında endoskopi yapılıyor ve mide şikayetinin kesin tanısı koyuluyor; eğer şüpheli bir durum varsa mideden biyopsi de (mikroskopik boyutta mide öreneği) alınıyor (özellikle Helicobacter tespiti için). Endoskopik yöntemle mide şikayetinin gastrite mi, ülsere mi bağlı olduğunu saptarken, diğer bir yandan da aynı anda Helicobacter pylori’nin varlığı araştırılmış oluyor. Çünkü çocuklarda sadece gastrit değil ülsere de rastlanıyor. O nedenle önce teşhisin netleşmesi gerekiyor. Teşhis belli olduktan sonra ise ilaç tedavisi veriliyor. Tedavi süresi ortalama olarak iki hafta olup ilaç tedavisinin yanında tedavinin kalıcı olması için beslenme düzeninin değişimine ve hijyene yönelik önerilerin de mutlaka uygulanması gerekiyor.





0 yorum: